Koku, Osmanlı toplumunda yalnızca kişisel bakımın bir parçası değil, aynı zamanda sosyal statünün, misafirperverliğin, dini ritüellerin ve sağlık anlayışının da göstergesiydi. Günümüzde Auran olarak bizler, kokuları sadece bir ürün değil, yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak konumlandırıyoruz. Osmanlı kültürüne bakıldığında, bu yaklaşımın köklerinin yüzyıllar öncesine dayandığını görmek mümkündür. Osmanlı insanı için güzel kokmak, hem dini hem de dünyevi bir sorumluluktu. Peygamber Efendimizin kokuya olan sevgisi, İslam geleneğinde güçlü bir referans noktası oluşturmuş ve bu anlayış, Osmanlı'da günlük yaşamın her alanına yansımıştır.